S A N A T K O P

15 Şubat 2010 Pazartesi

DEĞİŞİYOR HERŞEY HİÇ BİR ŞEY AYNI KALMIYOR NE ACI...

Ne acı ne acı insan kendine ne kadar yenik...

Herşeyden bunalmış vaziyetteyim. Neyin ne getireceğine dair hiçbir bilgim yok. Kıyıda köşede kalmış eski bir enstrüman gibi hissediyorum kendimi. Aslında çok güzel şeyler yazmayı planlıyordum belki de yazdıklarımdan keyif alırlar diyordum ama son 3 gündür fena bir hayata ev sahipliği yapıyorum. Kısaca anlatayım.

Sanırım bir forum sitesi açacağım. İsmi konusunda bir fikre varamadım, öneriler bekliyorum. Ayrıca katılmanızı diliyorum.

Emitt'e katıldım ve zamanım kısıtlı oldugu icin 9 salondan sadece 3 ünü gezebildim. Bir turizm mezunu olarak hayıflandım diğer salonları gezemediğime. Ets Tur'un yaptığı bir ankette DVD film kazandım.-Million Dollar Baby- Hakkı Devrim, Yüksel Aytuğ ve Mustafa Topaloğlu'nu gördüm. Fotograflarını çektim. Bir sürü tanıtım katalogu ve brosürü aldım. Turon 9 standında genç bir arkadaş resim çiziyordu ve benim de resmimi karikatürize ederek çizdi. Ulvi Arı isimli ünlü bir pandomim sanatçısını fotografladım. Kendi ilçemin standı-Karasu,Sakarya- için fotograflar çektim.

Bir de dün aksam bir arkadaşımda idik bir kaç kişi, cheescake yedik ,elma suyu içtik sonra sigara içtik. Yaklasık bir 3 saat falan muhabbet ettik ve ondan sonra ben bir tuhaf oldum. Bir anda midem bulanmaya basladi ve yoruldum. Sonra basim da agrimaya basladi terledim bir ter boşaldı ki sormayın. Neden oldugunu anlamadim ama eve dönüp ayaklarımın altına sıcak su torbası alıp yarım saat uyuyunca rahatladım.




Ve en kayda değer olan derdim şu: 4 yıl 2 aydır birlikte oldugum kız arkadasimdan iki gün öncesinde ayrıldım. İlk etapta bu beni acıtmadı ama iki günün sonunda dün aksam beni arayıp bana ait olan esyaları ne zaman geri vereceğini sormasının ardından arkadas kalmaya karar verdik kitap paylasimi film paylasimi yapmaya karar verdik ve kapattık. SOnra ise gece 3 kez daha aradı ve bensiz olmak istemediğini söyledi. Hayatımda hiç bu kadar ağlamadım, hıçkıra hıçkıra ağladım ve gözlerim şimdi bile kıpkırmızı... Neticede birlikte geçirilen 4 sene var ve ben ondan öncesini hatırlayamayacak kadar çok seviyordum onu. Bilmiyorum yeniden başlasak mı başlamasak mı?Hani derler ya ne sensiz oluyor ne de senle, işte aynen böyle bir durum... Onunla devam edersem sorunlarımız yine devam edecek ve biliyorum ki bir gün bitecek, iste bundan dolayı istemiyorum tekrar barısmak. Ama öte yandan onsuz da olmuyor ne yapacagımı bilmiyorum, bir seyler paylasmak istediğim zaman ilk o geliyor aklıma. ne yapacağımı bilemez haldeyim.

Neyse işte bu kadar, değişiyor herşey değişim bile..., Ne acı...

6 Şubat 2010 Cumartesi

Çok yoğun iki gün geçirdim

Merhaba arkadaslar,
Dün aksam isten 18:30 gibi çıktım, eve doğru yavaş yavaş yürürken tiyatro eğitmeni bir abim aradı.-Bu arada ben yetenek sınavına girmek istiyorum tiyatro alanında.(dramaturji ve yazarlık ile oyunculuk).Dislerimde bayağı bir eğrilik söz konusu oldugundan tel taktirip düzeltmek istiyordum tiyatro adına, çünkü bazı sesleri telaffuzum edemiyordum. Sonra beraberce, ortak tanıdğımız bir disci abimize gittik. Vakit hayli ilerlemis oldugundan ofiste kimse yoktu. Önce muhabbet ettik sonra da dislerimi kontrol etmeye basladi. Ve bana bir disin var oldukca cürük dedi. O cürük disimle ilgileniyordu ki bir de baktım disimi cekmis, yani anlayacağınız iğne vurmadan disimi cekti ve benim canım yanmadı. Sonra dis telinin max. 2 senede düzeltebileceğini söyledi. Sonra fiyatını söyledi:2500 TL... Benim icin oldukca yüksek bir rakam ama bakalım taksit falan halletmeye calisacağim. Ayrica iki disime de dolgu yapilacakmis; çok canım yanar mı?
Sonra eve geldim, dus aldim ve babannemin dizine yattim. O da bana masaj yapti sağolsun. Ellerini yavaş yavaş sırtıma bastırdı. Dermanı kalmamış ellerinde biliyorum fakat bana masaj yaparken o kdar mutlu oldu ki anlatamam. Sonra beraber sohbet ettik sobanın başında. Babamın eski aşk hayatını anlattı bana:) Ben de bir baktim ki babamın hayatı oldukca enteresan ve okunmaya değer ögeler iceriyor. Dedim ki ben bunu kitaplaştırayım. Evet sevgili okur babamı kitaplaştıracağım:)Bakmayın burada düşük cümleler kurduguma, noktalama ve imlaya dikkat etmediğime...
Bu arada babannem 87 yaşında, Allah bol bol ömür versin insallah hepimizin sevdiklerine.
Bunlar dünün özetiydi.
Sİmdi de bugün
(Haftalık yayınlanan bir yerel gazetede calisiyorum)Gazete cikmis oldugundan bugün ise biraz daha gec gittim.-12 de- hemen bir kongreyi fotografladım. Ardından bir mühendislik-mimarlık bürosunun acılısını ve ardından da bayan basketbol takımızı ve tüm bunlar süresince disaridaydim. Ofise 17:00 gibi geldim ve yine düzenlemelerle mesgul oldum gazetede. Sİmdi de arkadaslarimla bulusacagim:)

Muhabbetle...

5 Şubat 2010 Cuma

Baktım kimse beni mimlemiyor ben de kendimi mimledim:)


Çantamdakiler.


1_)İki ters iki düz örülmüs gri atkım ve berem-sevgilim ve annesi sağolsun-
2-)Okunmayı bekleyen 2 haftalık birikmis gazeteler ve ekleri-Sabah,Hürriyet,Habertürk,Star-
3-)Yazar mısın isimli eski bir yarismaya ait kitap
4-)Günes gözlüğüm
5-)Öykü Sanatı isimli kitap
6-)Yüzbaşının kızı isimli kitap
7-)Bir gazetenin verdiği kalem-kırmızı-
8-)Buket Uzuner, Gelibolu adlı kitap
9-)Bir Senaryo Yazmak isimli kitap
10-)Şiirlerimi geçirdiğim siyah ajanda
11-)Doğadan Böğürtlen Çayı
12-)Bir zamanlar içinde cüzdan bulunan hediye paketi-sevgilimin hediyesi-
13-)Escada isimli bir parfüm-unisex dediler ama bayan parfümü gibi-
14-)Bim'in Blume marka kağıt mendili-Ambalajını değistirmisler,daha koyu yapmislar.
15-)Kalın uçlu Nokia sarj aleti
16-)Kareli Not defteri

Ve Kocaeli Üni. logolu çantam:)

Acıktım:)

Siz blogdaslarım bu kadar güzel yemek, pasta, kek, börek,pogaca fotograflarını daha az koyar mısınız lütfen, cok ac gözlü oldum ben bugünlerde, hepsinden yemek istiyorum.

4 Şubat 2010 Perşembe

İş Fırsatları

Arkadaşlar merhaba Sabah Gazetesi'nin İş'te İnsan ekideki bilgiye göre çeşitli kurum ve kuruluşlara 100.000 in üzerinde personel alımı yapılacaktır.
Söz konusu haber aşağıdaki bağlantıdadır.
Faydalı olmasını temenni ediyorum.
Muhabbetle...

http://www.isteinsan.com.tr/isteinsan_gazete/ozel_sektorden_istihdam_atagi.html

Kupon biriktiriyorum:)

Star Gazetesi'nin 29 kupon karşılığında vereceği 14 kadar polisiye ve gerilim içerikli kitap kampanyası icin kupon biriktirmeye başladım. Hesaplasak tanesi 70 kurusa denk geliyor, e bu fırsat da kacirilmazdi hani. Daha önce de vermis aynı gazete ama ben görmemisim:( Hepinize tavsiye ederim.

Simdi aklıma geldi de, babam da kupon biriktirirdi önceden. Tabii önceden gazeteler böyle kücük seyler vermiyordu. O zamanlar ilk olarak kalemla, defterle baslamislardi. Sonra tabak canak oldu, sonra kücük ev gerecleri, bisiklet, telefon, televizyon, kasetcalar, müzik seti, bilgisayar derken bir de baktım ki otomobil veriyor:) Tam artık ev de verirler kuponla diyorduk ki yasaklandı bu promosyonlar:)
Şimdi o televizyonlardan birini kullanıyorum:)Bir de bisiklet almıştım ama çalındı :(

Kupon demisken aklıma Yasemin Yalçın'ın Kakılmış ve İtilmiş tiplemesindeki İtilmiş'in, at yarısı kuponu icin, Yatudun mu lağn gupponumu?(Yatırdın mı lan kuponumu?) sözü geldi.

Bol kuponlu günler:)

2 Şubat 2010 Salı

Biraz Nescafe aromalı sohbet:)

Arkadaslar merhaba. Hemen başlıyorum icimden gecenleri aktarmaya. Ben sevdim bu bloglama isini yahu:) Sanki bir hazine bulmus gibiyim. Berceste sayesinde basladım denilebilir bloglamaya. Simdi ise bırakmak istemiyorum.

Simdi bol süt tozu iceren 5 sekerli kocaman bir fincan nescafemle birlikte ofisteyiz:) Karnım acıktı ve ben sabahtan beri bir sey yemedim sadece bir dilim börek yedim saat oldu yedi bucuk. Sanırım nescafe tok tuttu. Tadı da nefis ya:)
Neyse ben biraz edebi seyler paylasmak istiyorum; özellikle siir.

İlk siirimiz Kız Kulesi'nin sevgilisi Sunay Akın'dan.

Çocuğunu asma köprüde sallayan
bir annedir İstanbul
ki onun
içi süt dolu
biberonudur Kız Kulesi
soğusun diye suya tutulan

İkincisi İbrahim Tenekeci'den

işte yine günün belini kırıyor akşam
ve sen kırlara benzersin günün bu saati
çıkarmamışsan çiçekli elbiseni.

I

hatırla ve sıkı tut:
korkardın küçükken
serçe parmağın uçacak diye elinden.
diğer çocuklara benzerdim bense
benzemesi gibi, bir çinlinin diğerine.

Üçüncüsü Akif Kurtuluş'tan

dünyaya biraz daha sokulmak için sahile indim
beşerli üç poşet sudakaydırmataşı aldım bir çingeneden
narindim fırlatırken, yas tuttum suya gömülen her taşa
kiralık bir sesle ağladım, bir balıkçı susuyorum sandı



Sonuncusu da benden.

Adımın verildiği bir sokağa
Yanlıslıkla girmis gibiyim.
Sağımda kaydırak ve salıncak
Solumda mezarlık selvisi...

Şairlere saygı icin siirlerin bir kısmını yazdım.

Muhabbetle...